Nöral Terapinin Ağrıda Kullanımı-en

Nöral Terapinin Ağrıda Kullanımı-en

Toplumumuzda kronik ağrı ciddi bir sorun olarak öne çıkmaktadır. Bu tür ağrıların tedavisi için geliştirilen yöntemlerden biri olan Nöral Terapi önemli bir tedavi yöntemi olarak kabul edilmektedir. Nöral Terapi, Ferdinand ve Walter Huneke tarafından 1900'lerin başında geliştirilmiş olup,doğal ve bütüncül bir tedavi yöntemidir.

Nöral Terapi, otonom sinir sistemini onarmayı ve normal fonksiyonunu geri kazandırmayı amaçlar. Otonom Sinir Sistemi, vücudun "otomatik" işlevlerinden sorumlu olan bir sistemdir ve bağışıklık fonksiyonu, dolaşım ve hormon üretimi gibi önemli işlevlere katkıda bulunur. Tarihsel olarak, 1905 gibi erken bir tarihte araştırmacılar, hastalık ve işlev bozukluklarının genellikle otonom sinir sistemi işlev bozukluğundan önce geldiğini belirtmişlerdir.

Standart tedavi yöntemlerinin, çeşitli ağrı şikayetlerinin doğru teşhis ve tedavisinde yeterli olmadığı durumlar sıkça karşılaşılan bir sorundur. Bu durum, hastaların sadece kısmi iyileşme veya hatta kötüleşme yaşamasına neden olabilir. 

Nöral Terapi Nedir ?

Nöral Terapi, yara izlerine, periferik sinirlere, otonomik ganglionlara, bezlere, akupunktur noktalarına, tetik noktalara ve diğer dokulara lokal anesteziklerin enjeksiyonunu içerir.

Ferdinand Huneke kardeşi Walter ile birlikte, 1928'de “Lokal Anestezinin Bilinmeyen Uzak Etkileri” adlı yayınla lokal anesteziklerin iyileştirici özelliklerini araştırdılar. Huneke'ler, enjeksiyonlara verilen reaksiyonun uzak bölgedeki organlara yardımcı olabileceğini bildirmiş ve bu olguyu bir refleks olarak tanımlamışlardır. "Doğru uygulanan bir Nöral Terapi enjeksiyonunun, uzun süredir devam eden kronik hastalıkları ve kronik ağrıları çoğu zaman anında ve kalıcı olarak çözebildiği" ifade edilmiştir. 

Nöral Terapi, bağışıklık sistemi, dolaşım, hormon salınımı ve dolayısıyla iyileşme yeteneği de dahil olmak üzere vücudun "otomatik" işlevlerinden sorumlu olan sinir sisteminin bir parçası olan otonom sinir sisteminin işlev bozukluğunu onarmak için tasarlanmıştır. 

Hastalık ve fonksiyon bozukluklarından önce, otonom sinir sisteminde bir dengesizlik olur ve bu bölgedeki dolaşımı etkileyerek iyileşme sürecini yavaşlatır veya durdurur.Bu özellikle kas-iskelet sistemi için önemlidir. Yaralanmaya yeterince kanlanma iyileşmede çok önemli olduğundan, o bölgenin kolayca iyileşmesi söz konusu olabilir. 

Nöral Terapi̇de Bozucu Alan Kavramı 

Nöral Terapi, herhangi bir travmanın, enfeksiyonun veya ameliyatın otonom sinir sisteminin bir kısmına zarar verebileceği ve bu dokuların elektrokimyasal fonksiyonlarında uzun süreli bozulmalara yol açabileceği teorisine dayanmaktadır. Bu bozukluklar aynı zamanda "bozucu alanlar" olarak da bilinir. ” Çünkü normal fonksiyona ve iyileşmeye müdahale ederler. Bu "müdahale alanları" devam ettiğinde veya düzgün çalışmadığında, yumuşak doku yaralanmalarının tam iyileşmemesi ve kronik ağrı da dahil olmak üzere, eksik iyileşme gibi çeşitli sonuçlar ortaya çıkabilir. 

Nöral Terapi seansinda, doğru noktalara uygulanan enjeksiyonlar yapıldığında terapötik etki kısa süreli anestezik etkinin çok ötesine geçer. Bu gözlem, anestezinin patolojik olarak bozulmuş doku ve sinir fonksiyonunda normale doğru kalıcı bir değişime görülmüştür. 

Kronik ağrı neden olur ?  Nöral Terapi̇ Nasil Çalışır?

Kronik ağrı ve membran dinlenme potansiyeli arasında bir bağlantı bulunmaktadır, ancak bu konu oldukça karmaşıktır. Membran dinlenme potansiyeli, sinir hücrelerinin normal işlevini sürdürebilmesi için önemli olan elektriksel bir özelliktir.

Membran dinlenme potansiyeli (MRP) hücre zarının dinlenme halindeki elektriksel potansiyelini ifade eder. Bu, bir sinir hücresinin veya başka bir hücrenin uyarılmadığı durumdaki elektrik yükü farkıdır. Sinir hücreleri, hücre zarlarında oluşan bu elektriksel farkı kullanarak iletim ve iletişim işlevlerini yerine getirirler.

Sağlıklı bir sinir hücresi, dinlenme halindeyken belirli bir elektriksel potansiyele sahiptir. Bu potansiyel, genellikle -70 mV ila -90 mV arasındadır. Sinir hücresi bu dinlenme potansiyelindeyken, herhangi bir uyarı olmadan bekler. Uyarı geldiğinde, sinir hücresinin zarındaki potansiyel değişir. Hücre zarı, uyarıya yanıt olarak bir aksiyon potansiyeli adı verilen elektriksel bir sinyal üretir. Bu sinyal, hücre zarındaki elektriksel potansiyeli geçici olarak değiştirir. Ardından, hücre bu geçici değişikliği düzelterek dinlenme potansiyeline geri döner.

Membran dinlenme potansiyeli, sinir hücresinin normal işlevini sürdürebilmesi için önemlidir. Sağlıklı bir sinir hücresi, bu dinlenme potansiyelini koruyarak uyaranlara duyarlı ve uyumlu bir şekilde çalışabilir. Ancak, çeşitli faktörlerin etkisiyle (travma, hastalık, kimyasal etkiler vb.), hücre zarındaki potansiyel değişebilir ve bu durum, ağrı ve diğer duyusal sinyallerin anormal bir şekilde üretilmesine neden olabilir.

Bu nedenle, Nöral Terapi gibi tedaviler, lokal anesteziklerin geçici olarak uygulanmasıyla sinir hücrelerinin dinlenme potansiyelini etkileyerek, hücrenin normal işlevselliğini yeniden kazanmasına ve iyileşme süreçlerine destek olmaya çalışır.

Nöral Terapi Süreci Ne Kadar Sürer ? 

Bu, tek bir tedaviyle (hafifletme reaksiyonu) anında veya daha sıklıkla bir dizi tedaviden sonra gerçekleşebilir; her tedavi, düzenleme işlevini mümkün olduğu kadar geri yükler, ve her tekrar hücrenin enerji potansiyelini giderek artmasına olanak tanır.  

Nöral terapi süreci, bir kişinin durumuna, ağrı şiddetine, tedaviye yanıtına ve uygulanan enjeksiyona bağlı olarak değişebilir. Her bireyin tepkisi farklı olduğu için standart bir süre belirtmek zordur. Ancak, genellikle şu adımları içerir:

  1. Muayene ve Değerlendirme: İlk olarak, uzman doktor tarafından hastanın sağlık geçmişi ve ağrı şikayetleri değerlendirilir. 
  2. Tedavi Planının Oluşturulması: Doktor, hastanın durumuna göre bir tedavi planı oluşturur. Hangi bölgelere enjeksiyon yapılacağı ve hangi tür enjeksiyonların kullanılacağı belirlenir.
  3. Enjeksiyonlar: Nöral terapi  kısa etki süreli lokal anestezik içeren enjeksiyonlarla uygulanır. Bu enjeksiyonlar, vücudun belirli noktalarına, sinir ganglionlarına veya diğer hedef bölgelere yapılır.
  4. Takip ve Değerlendirme: Tedavi sonrasında hastanın tepkisi takip edilir. Birkaç seans süresince tedavi devam edebilir. Her seans arasında belirli bir süre geçebilir, ve enjeksiyonların sıklığı hastanın yanıtına bağlı olarak değişebilir.
  5. Yeniden Değerlendirme ve Düzenleme: Hastanın tepkisi gözlemlendikten sonra, doktor tedavi planını yeniden değerlendirip gerektiğinde düzenleme yapabilir. Bu süreç, tedavinin etkinliğini artırmak veya spesifik ihtiyaçlara daha iyi yanıt vermek amacıyla gerçekleştirilebilir.

Nöral terapinin etkili olabilmesi için genellikle bir dizi seans gerekebilir. Tedavi süreci hastanın durumuna bağlı olarak değişebilir, ancak genellikle birkaç hafta veya aylık bir periyodu içerebilir. 

 

Her durum benzersiz olduğu için, bireysel tedavi planları ve süreçleri doktorunuz tarafından belirlenmelidir.

-en